Leyl Suresi
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
وَالَّيْلِ اِذَا يَغْشٰىۙ
Vel leyli izâ yagşâ.
Andolsun, (karanlığı ile etrafı) bürüdüğü zaman geceye.
وَالنَّهَارِ اِذَا تَجَلّٰىۙ
Ven nehâri izâ tecellâ.
Açılıp aydınlandığı zaman gündüze.
وَمَا خَلَقَ الذَّكَرَ وَالْاُنْثٰىٓۙ
Ve mâ halakaz zekere vel unsâ.
Erkeği ve dişiyi yaratana ki,
اِنَّ سَعْيَكُمْ لَشَتّٰىۜ
İnne sa’yekum le şettâ.
Şüphesiz sizin çabalarınız çeşit çeşittir.
فَاَمَّا مَنْ اَعْطٰى وَاتَّقٰىۙ
Fe emmâ men a’tâ vettekâ.
Kim (Allah yolunda) verir ve sakınırsa,
وَصَدَّقَ بِالْحُسْنٰىۙ
Ve saddeka bil husnâ.
Ve en güzeli (kelime-i tevhidi) tasdik ederse,
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرٰىۜ
Fe se nuyessiruhu lil yusrâ.
Biz de ona en kolayı (cenneti) kolaylaştırırız.
وَاَمَّا مَنْ بَخِلَ وَاسْتَغْنٰىۙ
Ve emmâ men bahile vestagnâ.
Kim de cimrilik eder ve kendini müstağni (ihtiyaçsız) görürse,
وَكَذَّبَ بِالْحُسْنٰىۙ
Ve kezzebe bil husnâ.
Ve en güzeli yalanlarsa,
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرٰىۜ
Fe se nuyessiruhu lil usrâ.
Biz de ona en zoru (cehennemi) kolaylaştırırız.
وَمَا يُغْن۪ي عَنْهُ مَالُهُٓ اِذَا تَرَدّٰىۜ
Ve mâ yugnî anhu mâluhû izâ tereddâ.
O (çukura) yuvarlandığı zaman malı kendisine hiç fayda vermez.
اِنَّ عَلَيْنَا لَلْهُدٰىۙ
İnne aleynâ lel hudâ.
Şüphesiz, doğru yolu göstermek bize aittir.
وَاِنَّ لَنَا لَلْاٰخِرَةَ وَالْاُو۫لٰى
Ve inne lenâ lel âhirete vel ûlâ.
Ve şüphesiz, ahiret de, dünya da bizimdir.
فَاَنْذَرْتُكُمْ نَارًا تَلَظّٰىۚ
Fe enzertukum nâren telazzâ.
Sizi alev alev yanan bir ateşle uyardım.
لَا يَصْلٰيهَٓا اِلَّا الْاَشْقٰىۙ
Lâ yaslâhâ illel eşkâ.
Ona ancak en bedbaht olan girer.
اَلَّذ۪ي كَذَّبَ وَتَوَلّٰىۜ
Ellezî kezzebe ve tevellâ.
Ki o, yalanlamış ve yüz çevirmiştir.
وَسَيُجَنَّبُهَا الْاَتْقٰىۙ
Ve se yucennebuhel etkâ.
En çok sakınan ise ondan uzak tutulacaktır.
اَلَّذ۪ي يُؤْت۪ي مَالَهُ يَتَزَكّٰىۚ
Ellezî yu’tî mâlehû yetezekkâ.
O ki, arınmak için malını verir.
وَمَا لِاَحَدٍ عِنْدَهُ مِنْ نِعْمَةٍ تُجْزٰىۙ
Ve mâ li ehadin indehu min ni’metin tubzâ.
Onun yanında, karşılığı verilecek hiçbir kimsenin bir nimeti (iyiliği) yoktur.
اِلَّا ابْتِغَٓاءَ وَجْهِ رَبِّهِ الْاَعْلٰىۚ
İllebtigâe vechi rabbihil a’lâ.
Ancak Yüce Rabbinin rızasını aramak için (verir).
وَلَسَوْفَ يَرْضٰى
Ve le sevfe yerdâ.
Ve yakında kendisi de (verilen nimetlerden) razı olacaktır.